22 Mayıs 2013 Çarşamba

METİN LOKUMCU DAVASINDA İÇİŞLERİ BAKANLIĞINDAN SKANDAL SAVUNMA



Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim öncesinde yaptığı Hopa mitinginde çıkan olaylarda emekli öğretmen Metin Lokumcu'nun ölmesine ilişkin İçişleri Bakanlığı'na açılan tazminat davasında, Lokumcu ailesi avukatları, Lokumcu'nun kullanılan gaz nedeniyle hayatını kaybettiğini belirterek, kullanılan "OC" ve "CS" türü biber gazlarının kimyasal silah konvansiyonu 1.5 sırasında yer alan ölümcül sonuçları olan "kimyasal silahlar" kategorisinde yer aldığını söyledi. Bakanlık ise Lokumcu'nun "kendi kusuru" nedeniyle hayatını kaybettiğini belirterek, "Hukuka aykırı davranmanın mazereti olmaz. Hem devletin kamu düzenini bozmak için eylemde bulunup, hem de yaralanınca ya da ölünce devletten tazminat talep etmek, hukuk sisteminin koruduğu bir hak değildir" diye savundu.
Başbakan Erdoğan’ın seçim öncesi Hopa’da düzenlediği miting sırasında çıkan olaylarda hayatını kaybeden emekli öğretmen Metin Lokumcu'nun ailesinin, İçişleri Bakanlığı'na açtığı 415 bin TL'lik tazminat davasının Ankara 4. İdare Mahkemesi’ndeki duruşması, Lokumcu'nun ikinci ölüm yıl dönümüne 10 gün kala görüldü.

BİBER DEĞİL KİMYASAL SİLAH
Lokumcu ailesinin avukatlarının yaptıkları savunmada, Lokumcu’nun polislerle konuşup durumu sakinleştirmek isterken bir kez daha gaza maruz kaldığı, kardeşi Osman’a, “Nefes alamıyorum” dediği, ambulansa konurken ambulansın altına gaz bombası atıldığı belirtildi. Avukatlar, Lokumcu'nun, "yoğun ve ölçüsüz gaz nedeniyle hayatını kaybettiğini” ve “devlet eliyle kullanılan kimyasal silah ile öldürüldüğünü” savundu. Olaylarda kullanılan "OC" ve "CS" türü biber gazlarının ölümcül olduğu ve kimyasal silah konvansiyonu 1.5 sırasında yer alan ölümcül sonuçları olan "kimyasal silahlar" kategorisinde yer aldığını belirtilen savunmada, Türkiye'nin taraf olduğu Cenevre Sözleşmesi'ne göre de bu gazların kullanılmaması gerektiği vurgulandı. Savunmada, TTB'nin (Türk Tabipler Birliği) Lokumcu'nun ölümüyle kimyasal gaz arasında bağ bulunduğu yönündeki raporu da delil olarak sunuldu ve İçişleri Bakanlığı’nın hizmet kusurunun ağır olduğunu belirterek, gazla ölüm arasında bağlantı bulunduğunu ifade edildi.

HEM EYLEM YAPIP HEM TAZMİNAT İSTENMEZMİŞ!
İçişleri Bakanlığı adına katılan avukat Ahmet Saraç,savunmasında, Lokumcu'nun "kendi kusuru" nedeniyle öldüğü belirtilerek şöyle dedi:
"Hukuka aykırı davranmanın mazereti olamaz.Hem devletin kamu düzenini bozmak için eylemde bulunulup,hem de yaralanınca ya da vefat edince devletten tazminat talebinde bulunulması, hukuk sisteminin koruduğu bir hak olmamalıdır. Hiç kimse kendi hukuka aykırı eylemine veya tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği gibi, onun yakınlarının da bundan faydalanması kabul edilemez. Sayın Başbakanımızın mitingi öncesinde kamu düzenini bozan şahıslara gerekli müdahaleyi yapmak suretiyle bozulan kamu düzenini tesis etmiştir. Bu nedenle, meydana gelen olaylarda idarenin hizmet kusuru veya ağır hizmet kusurunun varlığından söz etmeye olanak bulunmamaktadır."

YASA YETKİSİ
“Kusur sorumluluğu, idarenin ağır hizmet kusuru sonucu meydana gelmiş olmasına bağlıdır. Oysa ki dava konusu olayda idarenin hizmet kusuru, hele ki ağır hizmet kusuru söz konusu değildir. Güvenlik güçleri kamu düzenini sağlamak ve daha büyük hadiselerin oluşumuna engel olmak için yasaların kendilerine vermiş olduğu her türlü yetkiyi kullanarak gerekli her türlü tedbirleri almışlardır."

GAZ YAŞARTICI MÜHİMMAT
Kullanılan biber gazıyla ilgili ise “Güvenlik güçlerince kullanılan göz yaşartıcı gazlar (OC ve CS), kanun uyarınca toplumsal olayların denetim altında tutulması ve iç karışıklıkların bastırılması da dahil olmak üzere asayişin sağlanması ile ilgili yasaklanmamış amaçlar arasında yer almaktadır. Bu kapsamda geçici etki meydana getiren göz yaşartıcı mühimmatların toplumsal olayları denetim altına alınmak amacıyla kullanılmasında herhangi bir sakınca ve hukuki engel bulunmamaktadır” denildi.

"OLAYLARIN BÜYÜMEMESİ İÇİN ORADAYDI"
Duruşmada Lokumcu'nun oğlu Ulaş Lokumcu müşteki olarak konuştu. Lokumcu, "Babamla telefonda konuştuğumuzda bana 'Hopa'ya gideceğim. Gençler var. Ben gitmezsem olaylar büyür' dedi. 40 dakika sonra onu aradım. 'Çok fazla gaz sıktılar. Ben çok kötü durumdayım' dedi. Sonra da babamı kaybettik. O gün babam göstericiler ve polis arasında barikat olmuş. Olayların büyümemesi için oradaydı. Hakim Bey, ben sizin üzerinize 1 saat gelsem siz de 'yeter' diye bağırırsınız. Babam sadece polislere bunu söyledi.... Biz sadece adalet istiyoruz" dedi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder