2009 yılında ODTÜ kafeteryasında gizlice fotoğraf çekerken öğrenciler tarafından farkedilen jandarma personelinin şikayeti üzerine açılan davada karar çıktı. Mahkeme, jandarmayı alıkoydukları gerekçesiyle 6 öğrenciyi 3'er yıl 4'er ay hapse mahkum etti. Oyçokluğuyla verilen karara muhalefet eden mahkeme üyesi, öğrencilerin jandarma elemanına karşı bilimsel özerkliğe sahip üniversitede demokratik tepkilerini gösterdiklerini, elemanın öğrenciler tarafından değil, üniversitede görevli güvenlik görevlileri tarafından alıkonulduğunu söyledi. Yargıtay kararı onarsa öğrenciler infaz kanununa göre 2 yıl 2 ay cezaevinde yatacak.
ÇEKİM YAPARKEN YAKALANDI
2009 yılında ODTÜ kafeteryasında cep telefonu ile kayıt yapan bir kişiyi farkeden öğrenciler, kendisinden kimliğini göstermesini istedi. Söz konusu kişi, Ankara Ticaret Odası üyesi Şeyhmus Çelik adına hazırlanmış kimliğini gösterdi. Ancak kimliğin sahte olduğunun anlaşılması üzerine Genel Sekreter Vekili Tanju Mehmetoğlu'nun imzasıyla tutulan tutanakta, "Kişinin istihbarat için çalıştığı düşünülmektedir" denildi. Öğrencilere Şeyhmus Çelik adına hazırlanmış kimlik gösteren kişinin, gerçekte jandarmada görev yapan Uzman Çavuş Suat Yılmaz olduğu anlaşıldı.
ÖĞRENCİLERE DAVA AÇILDI
Olaydan sonra Yılmaz'ın şikayeti üzerine, 11 öğrenci hakkında, "görev yaptırmamak izin direnmek ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılmak ve yağma" suçlarından dava açıldı. Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dava, geçtiğimiz salı günü karara bağlandı. Mahkeme, tüm öğrencilerin, "görev yaptırmamak için direnme ve yağma" suçlarından beraatine karar verirken, 6 öğrenci hakkında "kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak" suçundan 3'er yıl 4'er ay hapsine karar verdi.
JANDARMA OLDUĞUNU SÖYLEMİŞ
Oyçokluğuyla verilen bu karara mahkeme üyesi Filiz Yalçın Çiftlik muhalefet etti. Muhalefet gerekçesinde, öğrencilerin Yılmaz'dan kimliğini göstermesini istediklerini, ancak şikayetçinin kimliğini göstermediği, bunun üzerine öğrencilerin şikayetçiden çektiği görüntüleri göstermesini istedikleri belirtilerek, "Şikayetçinin, jandarmada verdiği ifadesinde belirttiği üzere, güvenlik görevlisine gizlice jandarma olduğunu söylediği anlaşılmaktadır" denildi.
ÖĞRENCİLER DEĞİL, GÜVENLİK ALIKOYDU
Öğrencilerin "temel hak ve hürriyetlerini kısıtlayacak şekilde" gizli görüntülerini alan şikayetçinin kimliğini öğrenmek için çabaladıkları belirtilen muhalefet gerekçesinde, şöyle denildi:
"Kimliğin tespit edilememesi üzerine şikayetçinin şef odasına alındığı ve oraya üniversitenin güvenlik görevlilerinin geldiği sabittir. Güvenlik görevlilerinin görevleri icabı her türlü teçhizata, silaha ve yetkiye sahip olduğu ve gerektiğinde de kullandıkları herkesçe bilinmektedir. Hal böyleyken şikayetçinin güvenlik görevlileriyle birlikte olduğu bir ortamda öğrenciler tarafından hürriyetinden yoksun bırakıldığından söz etmek mümkün değildir."
DEMOKRATİK TEPKİ
Muhalefet gerekçesinde, öğrencilerin kendi görüntülerini çeken, tanımadıkları birisinden kimlik sormaları ve kimliğini göstermemesi üzerine şüphelenmeleriyle başlayan olayda gösterilen bu tepkinin "demokratik" olduğu kaydedilerek, şu ifadelere yer verildi:
"Kaldı ki öğrencilerin bu duruma tepki gösterdikleri, bunun da bilimsel özerkliğe sahip üniversitelerde demokratik bir tepki olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaati ile sanıkların kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçundan beraatine karar verilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumdan çoğunluğun bu konudaki görüşüne katılmıyorum."
(Çınar ÖZER)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder