AVUKAT OLDUĞUNU SÖYLEDİ AMA...
"Cübbelerimizi giymiş vaziyette Kızılay'da bulunduğumuz sırada polis memurları üzerimize gaz bombası atmaya başladı. Arbede çıktı. Bu sırada bir polis memuru beni yakaladı ve copuyla vurmaya başladı. 'Durun ben avukatım' dedim. Bu kez 5 polis memuru birden geldi ve bana vurmaya başladılar. Sırtıma, belime, kafama, kollarıma coplarıyla vurdular. Orada bilinç bulanıklığı yaşadım. Bu sırada bir kız gelip 'Yeter artık vurmayın' dedi. Erkek arkadaşım beni kucaklayıp yerden kaldırırken, coplarıyla vurmaya devam ettiler.
POLİSLERDEN KAÇAMADILAR
Olgunlar Sokağı'na doğru koştuk. Bir süre bilincimi kaybetmişim. Bu sırada da altıma kaçırmışım. Bilinç kaybımın 5 dakikadan uzun sürdüğünü düşünüyorum. Olaydan sonra neler olup bittiğini hatırlamıyorum. İlk hatırladığım Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde gözümü açtığım. Doktorlar revir olarak kullanıyormuş. Orada tıp fakültesi öğrencileri ve doktorlar beni muayene etti. Polisler oraya da geldi. Camı kırdılar ve içeri gaz bombası attılar. Bizi dışarı çıkarıp dışarıda da dövdüler. Sonra bir kafeye sığındık. Tuvaletinde 3 saat bekledik. Gece 01.00'de buradan çıkabildik. Daha sonra evlerimize gittik."
"RAY" TARZINDA EKİMOZ
Hastanede tutulan tutanakta ifadesinin ardından yapılan muayene sonucuna yer verildi. Tutanağa göre, E.A.A'nın kafasının ve sırtının farklı yerlerinde "ray tarzında", sağ ve sol kollarında, sağ kalçada, sağ kulakta, sağ dirsekte, sol diz üstünde farklı büyüklüklerde ekimozların (morluk) oluştuğu belirtildi. Sırtındaki "ray tarzında" oluşan ekimozların "sert yuvarlak ve düzgün yüzeyli bir cisim vücut kısımlarına hızla tatbik edilmesiyle husulünün mümkün olduğu" kanaatine varıldı. Ayrıca çene kemiğinde kayma tespit edilen E.A.A'nın bu nedenle ameliyat olacağı da belirtildi.
"ÖLÜM KORKUSU YAŞADIM"
E.A.A'nın "psikiyatrik" değerlendirmesinde ise şunlara yer verildi:
"Daha önceden herhangi bir sebeple psikiyatriste gitmediğini, psikiyatrik bir tedavi almadığını ifade ettiği, olaydan sonra sürekli ağladığını, uyuyamadığını, uyurken sıçrayarak uyandığını, olaydan sonra muayene saatine kadar bir şey yiyemediğini bildirdi. Olay anında ölüm korkusu yaşadığını, halen sokağa çıkmaya korktuğunu, polis tarafından gözaltına alınacakmış gibi hissettiğini, gözünün önüne sürekli olayla ilgili korku verici görüntüler geldiğini, duygusal açıdan hassaslaştığını hissettiğini söyledi. Olay sırasında yaşadığı bildirilen bilinç kaybı dönemi dışında travma öncesi, esnası veya sonrasına ait olayları hatırlayamama (amnezi) öyküsü belirtmedi. Şahsın, ağır bir yaralanma ya da kendisinin ya da başkasının fizik bütünlüğüne yönelik bir tehdit olayını yaşaması veya tanık olması sonucunda meydana gelebilecek aşırı korku, çaresizlik, dehşete düşme şeklinde tepkiler gösterdiği, muayene sırasında ağladığı belirlendi."
(Çınar ÖZER)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder