Tahir Canan'ın 12 Eylül döneminde cezaevinde gördüğü işkencelerin izlerini hala taşıdığı TİHV'nın (Türkiye İnsan Hakları Vakfı) tıbbi raporuyla ortaya çıktı. Raporda Canan'ın vücudundaki yara izleri ve psikolojik durumunun cezaevi sürecinde yaşadığı işkenceler sonucu olduğu belirtildi.
Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 12 Eylül davasına katılma talebinde bulunan, 1979 yılında tutuklanarak cezaevine gönderilen ve 32 yıl boyunca çeşitli cezaevlerinde kalan Tahir Canan'ın talebi 12. kez reddedilmişti. Canan'ın avukatı Senem Doğanoğlu geçtiğimiz günlerde mahkemeye itiraz dilekçesi verdi. Dilekçede Canan'ın 12 Eylül döneminde maruz kaldığı işkencelerin bilimsel kanıta dayalı tıp uygulamaları ile dosyaya konulduğu belirtilerek, "sanıkların toplumun bir kesimine yönelik işkence, eziyet, kişi hürriyetinden yoksun bırakma suçlarının işlendiği bir yöntemin kurucusu ve yöneticisi oldukları"nı belirterek, bu nedenle katılma taleplerinin kabul edilmesini istendi.
YARA İZLERİ İŞKENCE İZLERİYLE UYUMLU
Dilekçede bahsedilen Canan'ın başvurusu üzerine TİHV'nın hazırladığı 23 Eylül 2013 tarihli tıbbi raporda çarpıcı tespitlerin olduğu ortaya çıktı. KBB, FTR, Nöroloji, Psikiyatri ve Radyoloji uzmanlarının tespitleri ile fiziksel ve ruhsal tespitlerin yer aldığı ve Adli Tıp uzmanı Prof. Şebnem Korur Fincancı, Patoloji ve Adli Tıp uzmanı Ümit Ünivar ve TİHV başvuru hekimi Dr. Şükran İrençin imzalı raporda Canan'ın maruz kaldığı işkenceler ile vücudundaki yara izlerinin uyumlu olduğu belirtildi.
Raporda Canan'ın, askeri ve sivil cezaevlerinde maruz kaldığı işkence yöntemlerini "göz bağı, kaba dayak, ayak falakası, el falakası, elektrik şoku, düz askı, soğuk su uygulaması, saç yolma, bıyık çekme, tecavüz denemesi, küfür, tecavüz tehdidi, tehdit, çıplak bırakma, aşağılama, yeme-içmenin kısıtlanması, kendisine yönelik tehditler, haya burma, sigara söndürme" olarak tarif ettiği belirtildi ve şöyle denildi:
"Yapılan tıbbi değerlendirme fiziksel muayene sonucunda "Sağ tibia (bacağın iç kısmında bulunan alan) ön yüz 1/3 üstte orta hatta, 1.5x1 cm yüzeyden hafifçe çökük, hiperpigmente nedbe (koyu renkli iz) alanı tespiti müvekkil tarafından vücudunda işkence sonrası yaralar oluştuğu, yaraların iltihaplandığı, iyileşme sürecinin uzun sürdüğü, yara izi olduğu şeklinde tariflenmiş ve rapor kapsamında da se
konder yara iyileşmesinin düzensiz nedbe alanları şeklinde iz bırakarak iyileşme göstereceği dikkate alındığında işkenceler sonrası bu bölgede yara oluştuğu, yaranın iltihaplandığı, iyileşme sürecinin uzun sürdüğü öyküsü ile uyumlu bulunmuştur."
SİGARA SÖNDÜRME, FALAKA, ASKI
Raporda Canan'ın vücudundaki yara izleri için şöyle denildi:
- "Sağ tibia ön yüz 1/3 üst ortada, bir numaralı lezyonun 4 cm altında, 1 cm çaplı yuvarlakça yüzeyden çökük, hiperpigmente nedbe tespiti müvekkil tarafından "sigara yanığı" olarak tariflenmiş ve rapor kapsamında da "yara özellikleri itibarıyla öyküsünde aktarmış olduğu gözaltı sürecinde sigara söndürme ile uyumlu bulunmuştur.
- Falaka işkencesine maruziyet açısından, "Kişi öyküsünde ayak falakasından sonra ağrı, yürüyememe, morarma, yaralar, el falakasından sonra morarma, şişme, elini kullanamama, kaşık tutamama yakınmaları geliştiğini aktarmıştır. Olay sonrası ortaya çıktığı belirtilen yakınmalar falaka uygulamasından sonra beklenen sonuçlarla uyuşmaktadır.
- Askı işkencesine maruziyet açısından, "özellikle askı uygulamalarından sonra bildirdiği; birkaç ay süren ellerini kullanamama, ağrı, uyuşma, baş yıkama, tıraş olma, yemek yeme işlerini yerine getirememe yakınmaları askı uygulamasına bağlı sinir ve yumuşak doku zedelenmesinden sonra ortaya çıkan yakınmalarla uyuşmaktadır."
ÇARESİZLİK VE DEHŞET DUYGUSU
Raporda, psikiyatrik görüşmeler, nörolojik muayene ve Nöropsikolojik İşlevler Değerlendirme test sonuçlarına göre, Canan'ın cezaevinde yaşadıklarından sonra psikiyatrik yakınmalarının başladığı, beden bütünlüğüne yönelik şiddetli kaygı duyduğu, yoğun biçimde acı çektiği, çaresizlik ve dehşet duygusu yaşadığı belirtilerek, "Psikiyatrik yakınmaların ilk işkence maruziyetinden sonra başlamak üzere her işkence deneyiminden sonra tekrarlayarak/yoğunlaşarak devam ettiği muayene sonucu psikiyatrik muayenesinde kaydedilmiştir" denildi. Canan'ın "Travma Sonrası Stres Bozukluğu (kronik ve tekrarlayıcı)" ve "Major Depresif Bozukluk (tekrarlayıcı)" tanılarını karşılayan ruhsal durumunun bulunduğu kanaatine varıldığı belirtilen raporda ayrıca, Canan'ın "insan eliyle oluşturulmuş fiziksel ve ruhsal travmaya" maruz kaldığı belirtilerek, bu durumun "işkence ve diğer zalimane, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele" kapsamı içinde değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı.
(Çınar ÖZER)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder