Ankara Keçiören'de 30 Ağustos günü "dur" ihtarına uymadığı gerekçesiyle polisin açtığı ateş sonucu Cem Aygün hayatını kaybetmişti. Şüpheli olan polisler Fatih Yılmaz ve Olcay Hankulu, savcılıkta ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakılmıştı. Şüpheli polislerle ilgili soruşturma ilerlemezken, kardeşlerinin ölümünü protesto etmek için Emniyete giden Cem'in 6 kız kardeşi, eniştesi ve yeğenine "basit yaralama, görevi yaptırmamak için direnme, mala zarar verme" gibi suçların yanında bir de "adam öldürmeye teşebbüs" suçundan dava açıldı. Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlanan duruşmanın başında ailenin avukatlarından Murat Yılmaz, iddianamede adam öldürmeye teşebbüse herhangi bir delil olmadığını "savcının niyet okuma" yaptığını belirterek, iddianamenin derhal reddedilmesini istedi. Mahkeme ise bu talebi kabul etmedi.
CENAZEYE GELDİK
Aygün’ün ablaları savunmalarında, polise mukamevet etmediklerini, kardeşlerinin ölümüyle ilgili açıklama istedikleri için Emniyete gittiklerini söylediler. İçeri alınmadıkları için kaldırımda oturmaya başladıklarını anlatan ablalar, "Elimizde sadece Cem'in fotoğrafı vardı. Öldürmek istesek neden Emniyete gidelim, adamların evine girderdik" dedi. Kendilerinin "Ankara’da bulaşarak, nezarette bulunan polisleri öldürmek için bir araya geldikleri" iddiasına karşılık Cem'in ablaları, polisleri öldürmek için Ankara’ya gelmediklerini, kardeşlerinin cenazesine katılmak için geldiklerini söyledi.
ORADA DEĞİLDİ AMA...
İddianamede "Ali Ekber (Cem'in eniştesi) başkanlığında pankart da kullanmak suretiyle ve bu pankartı da ellerine alarak 3 araçla birlikte yola çıkıp Ankara Emniyet Genel Müdürlüğü önüne gelip slogan atarak nizamiyede bulunan görevlilere hiçbir şey söylemeksizin içeri girmek istediler" denilmişti. İddianamenin aksine Cem'in eniştesi Ali Eker ve yeğeni Bedirhan Mercanoğlu’nun protesto gösterine katılmadıkları ortaya çıktı. Müşteki polisler de ifadelerinde olay sırasında hiç erkek bulunmadığını söylediler. Protesto gösterisine katıldığı halde iddianame sanık olarak yer almayan Döndü Korkmaz tanık olarak ifade verdi. Korkmaz polislerin su verdiği iddiasının doğru olmadığını belirterek, "Orada direk şiddete maruz kaldık. Bizi dinlemediler. Ancak polisler bana vurmaya devam ettiler" dedi.
Sanık Aylin Aygün, menejit hastası ablası Döndü Korkmaz’ın polisler tarafından “sizinle mi uğraşacağız” diyerek iteklendiğini anlatarak “Döndü menejit hastası olduğu için baygınlık geçirdi. O sırada Polis Memuru Şuayip Atmaca yerde yatan ablam Döndü’nün kafasını tekmeledi. Asıl biz polislerce darp edildik” dedi.
Müşteki Polislerden Zeynel Abidin savunmasında, Şuayip Atamaca'nın baygınlık geçiren Döndü Korkmaz’a su götürdüğünü anlatarak, “Baygınlık geçiren bayana ön tarafta nizamiye nöbeti tutan görevli Şuayip su götürüyordu. Şuayip yerde yatan bayana suyu uzattığında bayan aniden kalkıp su almadan Şuayip’e doğru yumruk veya tokat savurdu. Şuayip’in düğmesi koptu. Sanıklar herhalde can havliyle ‘katil polisler içerideki polisi bize verin bizi de atın içeriye, bizi de öldürün o. çocuğu’ şeklindeki söylemde bulunuyorlardı” dedi.
KİMDEN ŞİKAYETÇİSİN?
Polis memuru Şuayip Atmaca ise savunmasında bayılan kadına su vermeye çalıştığını öne sürerek, "Yerde baygın vaziyette yatan bayan gözlerini açtı. Kardeşlerinin çevik kuvvete ait araca bindirilmekte olduğunu görünce kalktı bana yumruk salladı. O sırada resmi elbisemin iki düğmesi koptu" dedi.
Mahkeme Başkanının, "Sana kim vurdu, göster" demesi üzerine, Atmaca, "Hepsi birbirine benziyor. Kimin vurduğunu bilmiyorum. Ama bana vurandan da hakaret edenden de şikayetçiyim" dedi
KENDİLERİNİ YERE ATTILAR
Müşteki polislerin bu sözlerinden sonra avukat Halil İbrahim Vargün polislere, "Peki siz vurmadıysanız adli tıp raporlarında da yazılı olan darp izleri nasıl meydana geldi" diye sordu. Polisler, kadınlar kendilerini yere atıyorlardı. O sırada olmuş olabilir. Herhangi bir şekilde darp etmedik" dediler.
ŞÜPHELİLER MAĞDUR OLACAK
Savunmaların ardından mahkeme, Cem Aygün’ü öldürmekle suçlanan polis memurları Fatih Yılmaz ve Olcay Hankulu'nun mağdur sıfatıyla bir sonraki duruşmada dinlenilmesine ve olay gününe ilişkin kamera ve telsiz kayıtlarının izlenmesine karar verdi. Mahkeme sanık avukatlarının, olay günü ablalarında ellerinde bulunan Cem Aygün’ün fotoğrafının “öldürmeye elverişli bir vasıta olup olmayacağı” konusundaki bilirkişi incelemesi talebini ise reddetti.
(Çınar ÖZER)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder