17 Aralık 2012 Pazartesi

TACİZ DAVASINDA İLK DURUŞMADA "ÇIĞLIK KEŞFİ" İKİNCİ DURUŞMADA KARAR



 Dersanede öğretmeninin tacizine uğradığını söyleyen 12 yaşındaki kızın iddiası üzerine açılan davada, olayın yaşandığı dershanede "çığlık keşfi" yapan mahkeme heyeti, "mağdur bağırsaydı duyulurdu" diyen keşif tutanağını dikkate alarak öğretmen hakkında "yeterli delil bulamadığı" gerekçesiyle ikinci duruşmada beraat kararı verdi.

Gittiği dersanenin müdürü, aynı zamanda da matematik öğretmeni olan M.H.G'nin tacizine uğradığını söyleyen 17 yaşındaki H.A'nın iddiası üzerine M.H.G hakkında "çocuğun cinsel istismarı" ve "cinsel istismar amaçlı olarak çocuğu alıkoyma" suçlarından toplamda 27 yıldan 62 yıla kadar hapis cezası istemiyle Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Davanın ilk duruşmasında mahkeme, tanıkların dersanede herhangi bir ses duymadıklarını söylemesi, H.A'nın kollukta verdiği ifadesinde, "bağırdığını" söylemesi, ancak mahkemede "bağırıp bağırmadığını hatırlamadığını" belirtmesi üzerine "çığlık keşfi" yapılmasına karar verdi.  Taciz mağduru kızı yanlarına alarak dersaneye giden heyet, mübaşiri olayın olduğu odaya koyarak bağırmasını isteyip, sesin gelip gelmediğini kontrol etti.  Yapılan keşfin sonunda heyet "sanık veya mağdur bağırsaydı duyulurdu" diye tutanak tuttu. Yapılan keşfin ardından davanın geçtiğimiz günlerde yapılan ikinci duruşmasında ise karar çıktı.
Duruşmanın başında mağdur H.A'nın avukatları "ruh sağlığı" yönünden yeniden bir rapor alınmasını talep etti. Duruşma savcısı Levent Savaş ise dosyanın tamamlandığını belirterek, kararı mahkemenin taktirine bıraktı. Mahkeme de daha önce "duygu durumunda dalgalanmalar yaşandığı, psikolojik olarak olaydan olumsuz etkisinin halen devam ettiği, H.A'nın verdiği ifadenin güvenilir olduğu, verdiği ifade doğrultusunda da ruh sağlığının olumsuz olarak etkilenmiş olabileceği" yönünde doktor raporu alındığı için bu talebi reddetti.

"KIZIMA İNANIYORUM"
H.A'nın avukatları Yargıtay'ın içtihatları gözetilerek sanığın suçu işlediği kesinlik kazandığı ve H.A'nın iftira atmasını gerektirecek bir neden olmadığını belirterek, sanık M.H.G'nin cezalandırılmasını istedi. H.A da sanığın cezalandırılmasını istedi. H.A'nın annesi, "Kızımın doğru söylediğine inanıyorum. İftira atması için herhangi bir neden yoktur. Sanık cezalandırılsın" dedi.

JET HIZIYLA KARAR
Savcı esas hakkındaki mütalaasında, yapılan keşif ve buna bağlı hazırlanan bilir kişi raporu ile tanık beyanları bütün olarak dinlendiğinde sanığın atılı suçları işlediğine dair yeterli delil elde edilemediği ve iddianın kuşkulu kaldığını savunarak, sanığın beraat etmesini talep etti.  Mahkeme de ikinci duruşması yapılan davada karar verdi. Mahkeme, keşif raporunu da değerlendirerek, "sanığın atılı suçu işlediğine dair yeterli, kesin ve inandırıcı deliller elde edilemediğinden" beraatine karar verdi.

"GİDERSEN İNTİHAR EDERİM"
17 yaşındaki H.A, Mart ayında, üniversite sınavına hazırlık amacıyla annesiyle birlikte kayıt yaptırmak için dersaneye gitti. Dersanenin sahibi, aynı zamanda matematik öğretmeni olan M.H.G ile görüştükten sonra H.A'nın kaydı yapıldı. Ardından da genç kız dersaneye gitmeye başladı. H.A ifadesinde, dersaneye başladıktan yaklaşık bir ay sonra matematikle ilgili soruları için M.H.G'nin odasına gittiğini, bir müddet konuştuklarını söyleyerek şunları anlattı:
"33 yıllık psikolog olduğunu söyledi. Elimden tuttu. Sonra kendisine sıkıca sarılmamı istedi  'Şu an uç noktadayız' diye yanıma gelerek iki eliyle kafamdan sıkıca tuttu, kaldırdı. Yanağımdan öper gibi yaparak iki kez dudağımdan öptü. Ben çantamı alıp kapıya yöneldim. Bana 'Gidersen intihar ederim' dedi. Ben de 'Engel olursanız intihar ederim' dedim. Hızla odadan çıktım. Arkamdan gelerek 'Beni satma' diye seslendi."
(Çınar ÖZER)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder