27 Kasım 2012 Salı

BİRİ MERDİVEN ALTINDA YATTI BİRİ SİYASİ MAHKUMLARLA KONUŞTURULMADI - REDHACK DAVASINDA TUTUKLU YARGILANANLAR KONUŞTU



RedHack üyesi oldukları iddiasıyla 24 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan ve ilk duruşmada tahliye edilen Duygu Kerimoğlu ve Uğur Cihan Oktulmuş yaşadıklarını anlattı. Kerimoğlu, "Bu soruşturmanın amacı insanları internetten soğutmak, korkutmaktı. 'RedHack çökertti, biz de bunları yakaladık' demek için yaptılar. Biz onları takip eden sadece 10 kişiyiz. Binlerce insan var. Kaç kişiyi alabilecekler?" derken, Oktulmuş, "Hakkımızda delil bulamadılar ama bizi suçlamak zorundaydılar. Çünkü dosyanın altından kalkmaları gerekiyordu" dedi.
RedHack üyesi oldukları iddiayla 10 kişi, "Silahlı terör örgütüne üye olmak, açıklanması yasaklanan gizli bilgileri temin etmek, kişisel verileri, hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak, bilişim sisteminin işleyişini engellemek veya bozmak, bilişim sistemine hukuka aykırı olarak girmek ve orada kalmakla" suçundan 24 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanıyor. Mersin Üniversitesi’nde uzaktan eğitimle iki yıllık Bilgisayar Teknolojileri ve Programlama Bölümü okuyan Duygu Kerimoğlu için delil, internetteki profil sayfasında RedHack'in eylemlerini övmesi ile Deniz Gezmiş ve Yılmaz Güney fotoğrafları olmuştu. Tarsus'da Lise son sınıf öğrencisi Uğur Cihan Oktulmuş da RedHack grubunun lideri olduğu iddia edilen "Manyak" rumuzlu kişiden talimat alarak, Youtube'ye video yüklemek ve  Ankara Emniyeti'nin sitesine girmekle suçlanmıştı. Bu nedenlerle 9 ay boyunca Sincan Cezaevi'nde tutuklu kalan Kerimoğlu ve Oktulmuş yaşadıkları gözaltı süreci ve cezaevi günlerini anlattı.

"MERDİVENALTINDA YATTIM"
Duygu Kerimoğlu: Sabah saat 5-6 gibi yaklaşık 70 polis evime geldi. Sanki seri katil alacaklarmış gibiydi. İlk defa yaşadım böyle bir şeyi. Sokakları kapattılar. Panzerlerle gelmişlerdi. Neden gözaltına alındığımı, ne olduğunu Ankara'da iki gün sonra öğrendim. 5 gün gözaltına kaldım. 5 gün boyunca uyutmadılar. Zaten uyuyacak yer de yoktu. Geceleri amirlerle görüşmeye götürülüyorlardı. Ben avukatsız ifade vermeyeceğimi söylediğimde geri götürüyorlardı... Beni çıplak aradılar. Önce görüş odasında, sonra koridorda aradılar. Tokama kadar her şeyimi aldılar. Her şeyi "sen suçlusun" mantığıyla yaptılar. Aslında kolluk kuvveti bizi korumak için vardır ama öyle olmadı bu sefer.
Savcılıktan sonra sevk edildiğim mahkemede tutuklanarak, Sincan Cezaevi'ne götürüldüm. İki gece tek başıma yattım. Sonra beni adli koğuşa soktular. Bana "Seni burada barındırmayız" diyorlardı. Çünkü biz bir yandan da "siyasi" olarak gösteriliyorduk. Bu duruma itiraz ettik, beni siyasi koğuşa geçirdiler. Bu sürede 8 koğuş gezdim. Bazı koğuşlar iki katlı. Koğuşlarda yer olmadığı için merdiven altında yatmak zorunda kaldım. Oraya yatak attılar... Cezaevinde kaldığım süre boyunca bana bilgisayar sağlamadıklar için derslerime giremedim. Bilgisayara oturduğum zaman yanımda iki görevli oluyordu ve nasıl terörize ettilerse, her tıkladığım şeyin hesabını veriyordum...
1 Mayıs Marşı, Grup Yorum şarkılarının neden bilgisayarımda olduğunu sordular. Babamla bilgisayar üzerinden yaptığım konuşmalarımı bile sordular. Bunları da dosyaya koymuşlar. Bu soruşturmanın amacı, insanları internetten soğutmak, korkutmaktı. 'RedHack çökertti biz de bunları yakaladık' demek için yaptılar. Biz onları takip eden sadece 10 kişiyiz. Binlerce insan var. Kaç kişiyi alabilecekler? Cezaevi benim için garip bir tecrübe oldu."

"CEZA ALACAĞIMIZI DÜŞÜNÜYORUM"
Uğur Cihan Oktulmuş: Sabah saatlerinde, 8-9 gibi, polis evimize geldi. Ne olduğunu söylemediler. Bilgisayarıma, hard disklerime el koydular. Aralarında internetle ilgili bir durum varmış gibi konuşuyorlardı. Ankara'ya getirildiğimde öğrendim. Emniyet'te 4 gün kaldım. Daha sonra Sincan Cezaevi'ne gönderildik. Önce bizi adli koğuşa koydular. Ama "örgüt" olduğumuzu söyledikleri için ayrı ayrı koğuşlarda tutulduk. Daha sonra F tipine koydular. Siyasi tutuklularla spora çıkmamız, konuşmamız yasaklandı. Yani neredeyse 8 ay boyunca tecrit tutulduk. Yanımda sadece Alaittin Karagenç vardı. Onunla konuşuyorduk.
Hakkımızda delil bulamadılar ama bizi suçlamak zorundaydılar. Çünkü dosyanın altından kalkmaları gerekiyordu. Bir yerden sokmak istediler bizi. O yüzden 'terörden' aldılar... Dava şimdilik iyi gidiyor ama ceza alacağımızı düşünüyorum. Çünkü delil yokken bile beraat vermediler."

TUTUKLU KALMADI
İddianamede adı geçen fakat tebligatlar kendisine ulaşmadığı için ifade vermeye gelemeyen ve bu nedenle hakkında tutuklama kararı çıkarılan Reşit Pınaroğlu da dün yapılan ek duruşmada serbest bırakıldı. Geçen hafta gözaltına alınan ve İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından tutuklanan Pınaroğlu, duruşmanın olduğu gün, duruşma başladıktan bir saat sonra İstanbul'dan yola çıkarılmıştı. Duruşmaya yetişemediği için savunmasını veremeyen Pınaroğlu, bu nedenle geceyi Sincan Cezaevi'ne geçirdi. Dün Ankara 13. Bölge Ağır Ceza Mahkemesi heyetinin karşısına çıkartılan Pınaroğlu savunmasında, "Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün sitesine hiç girmedim. Müzik arşivciliği yapıyorum. Bilgisayarımda da bu verilerin haricinde herhangi bir suç unsuru yoktur. Tahliyemi istiyorum"  dedi. Mahkeme heyeti de Pınaroğlu'nun tahliyesine karar verdi.
(Çınar ÖZER)







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder