23 Aralık 2012 Pazar

"GÖZLERİM KARARDI, YERE DÜŞTÜM. POLİS BİBER GAZI ATMAYA DEVAM EDİYORDU"


Çin'den fırlatılan Göktürk-2 uydusu için ODTÜ Uzay'da düzenlenen törene Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılmasını protesto eden öğrencilere polis biber gazı ve tazyikli suyla müdahale etmişti. Polisin silahla attığı gaz fişeklerinden biri, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Barış Barışık'ın başına isabet etmiş, Barışık beyin kanaması geçirmişti. 15 saat boyunca şuuru kapalı olan ve Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yoğun bakıma alınan Barışık'ın beyninde ezilme ve su toplaması meydana gelmişti.
Yoğun bakımdan odaya alınan ve tedavisi devam eden Barış Barışık yaşadıklarını anlattı.

"GÖZLERİM KARARDI VE DÜŞTÜM"
Eylem gününü hatırladığı kadarıyla anlatan Barışık, o gün Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde olduğunu, Başbakan'ın gideceğini öğrendiği için ODTÜ'ye gittiğini söyledi. Barışık şöyle devam etti:
"ODTÜ'ye demokratik hakkımızı kullanmaya gittik. Ama ne kadar demokratik olduğunu söylesek de bize karşı yapılan polis saldırı hiç de demokratik değildi. Daha yürüyüş yeni başlamıştı. Polisle aramızda 200-300 metre mesafe vardı. Biz yürümeye devam ederken, polis herhangi bir uyarıda bulunmadan gaz bombası atmaya başladı. Bütün çevremiz gazla sarıldı. O an nefesim kesildi. Polis aralıksız 4-5 saat boyunca biber gazıyla müdahale etti. Artık etrafımızı göremiyorduk. Bir süre sonra polis, biber gazlarını öğrencileri hedef alarak atmaya başladı. Attıkları biber gazı fişeklerinden biri başıma isabet etti.  O an gözlerim karadı ve yere düştüm. Ciddi bir baş ağrısı hissettiğimi hatırlıyorum. Arkadaşlarım yanıma geldi. O sırada biber gazı atmaya devam ediyorlardı. Bir araba bulup beni hastaneye götürmüşler. Polis çok hınçlıydı. Başbakan'ın bizi destekleyenlere karşı yaptığı açıklamalarını da 'tahammülsüzlük' olarak değerlendiriyorum. Böyle en küçük durumda bile muhalefet olanı hedef yapabiliyor. Onun için polis bu kadar sert müdahale etti. Ben de başımdan yaralandım, beyin kanaması geçirdim.

"BU DURUM İDEOLAJİK DEĞİL İNSANİ DEDİ AMA..."
Kendime geldiğimden beri birçok kişi ziyaretime geldi. MHP milletvekili Lütfü bey (Türkkan) de geldi. Kim olduğunu bilmiyordum, 'Ben milletvekiliyim' deyince, hangi partiden olduğunu sordum. O da bana 'Siz bizi çok sevmezsiniz' dedi. 'Siz söyleyin' deyince, 'MHP milletvekiliyim. Benim de çocuğum var. Bu durum benim çocuğumun da başına gelebilirdi. Bu durum ideolojik bir mesele değil. Bu bir insanlık meselesi. İnsanlık namına seni ziyaret ediyorum' dedi. Ben de kendisine teşekkür ettim. Kendisine karşı ön yargım yoktu aslında. Sonra öğrendim ki bir açıklama yapmış ve 'ülküdaşlarından' özür dilemiş. Üzüldüm açıkçası. İki saat önce bir şey deyip sonra özür dilemesi beni kırdı, yakıştıramadım. Sözlerinin arkasında durmasını isterdim. Gelmesi önemliydi. Görüşüyle ilgili çok uyuşmasak bile yine buraya gelmesi iyi bir mesaj olabilirdi. İnsanlık namına gelmesi önemliydi.

"DENGE SORUNUM VAR"
Kendime geldiğim anı pek hatırlamıyorum. Ama o günden beri ciddi bir baş ağrısı yaşıyorum. Her gün iğne oluyorum. Görme sorunum yok ama denge sorunum var. Yürürken dengemi kaybediyorum. Sağa sola yalpalıyorum. Sürekli başım ağrıyor ve midem bulanıyor."
Barış'ın annesi Zeynep Barışık'ın mutluluğu ise gözlerinden okunuyor. Oğlunun yanından hiç ayrılmayan Zeynep Barışık, oğlunu "yeniden doğurmuş" gibi hissettiğini söylüyor.

HEM MÜŞTEKİ HEM ŞÜPHELİ
Önceki gün polisler Barış Barışık'ın ifadesini hem şüpheli hem de müşteki sıfatıyla almak içi hastaneye geldi. Ancak hem doktorlar hem de o sırada Barış'ı ziyaret etmek için orada bulunan avukatlar Barış'ın henüz ifade verecek durumda olmadığını belirttiler.
(Çınar ÖZER)





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder