11 Ocak 2013 Cuma

KIZINI GÖRMEK İSTEYEN ANNEYE YARGIDAN İZİN

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, bir kadının, boşandığı eşinin evlatlık verdiği kızıyla görüşebilmek için açtığı davayı reddeden yerel mahkeme kararını bozdu. Daire, evlatlığın kendi ailesiyle, 'menfaatine uygun düştüğü ölçüde' hakim kararıyla görüştürülmesi gerektiğine hükmetti.

YILLARCA KIZINI ARADI
Avukatı Özlem Özdem, başka bir aileye evlatlık verilen kızıyla görüşebilmek için önce kızını kaçıran, daha sonra hukuk mücadelesi başlatan müvekkilinin hikayesini şöyle anlattı:
"Nilüfer Ş.'nin maddi durumu iyi değildi ve eşinden şiddet görüyordu. Kızı doğduktan sonra eşine boşanma davası açtığını söyledi. Ancak çocuk henüz nüfusa geçmediği için mahkemede çocuktan bahsedilmedi. Nilüfer son duruşmada 'bir çocuğum var ama ailem bana bunu söyletmedi' dediği zaman mahkemenin çocuktan haberi oldu. Nilüfer eşinden boşandıktan sonra maddi durumu iyi olmadığı için ailesinin yanına gitti. Ailesi çocuğa bakmak istemeyince çocuğu babasına verdi. Daha sonra ailesinin yanından ayrıldı. Kızını yıllarca aradı. Eski eşi kızını Almanya'ya gönderdiğini söyledi. Bunun üzerine kızını almak için dava açtı. Böylece eski eşinin kızını evlatlık verdiği aileyi buldu. Dava sonunda kız Nilüfere teslim edildi. Bunun üzerine karşı taraf velayet davası açtı. Yıllarca kıza bu aile baktığı için de mahkeme kızı aileye verdi. Ama Nilüfer kızını uzun süre aileye geri vermedi. Sonra çocuk kaçırma suçundan hakkında dava açılınca ceza alırım korkusuyla çocuğu aileye teslim etti."

YARGITAY: GÖREBİLMELİ
Nilüfer Ş. bunun üzerine kızını belirli aralıklarla görebilmek için dava açtı. Ankara 9. Aile Mahkemesi davayı reddetti. Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi ise bu kararı bozdu.
Kararda, davacı Nilüfer Ş.'nin küçük kızın öz annesi olduğunu belirtilerek, evlatlığın kendi ailesiyle soybağı ilişkisinin evlat edinmeyle ortadan kalkmayacağı vurgulandı. Kararda şöyle denildi:

*ANNE BABASINI GÖRMEK HAKKI: "Ana ve babasından ayrılmasına karar verilmiş çocuğun kendi yüksek yararına aykırı olmadıkça ana-babasıyla düzenli biçimde kişisel ilişki kurması, çocuk için bir haktır. Çocuklarıyla düzenli şekilde kişisel ilişki kurma hakkına ana ve baba sahiptir.
*ÇOCUĞUN YARARI GEREKTİRİYORSA: Bu tür kişisel ilişki, çocuğun sadece yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya engellenebilir. Küçüğün başka aile tarafından evlat edinilmiş olması, gerçek ana ve babanın çocuklarıyla kişisel ilişkisini keser ise de gerçek ailesi ile aralarındaki soybağının bir gereği olarak bu hakkı ilanihaye ortadan kaldırmaz. Koşulların varlığı halinde ve küçüğün menfaatine uygun düştüğü ölçüde hakim kararıyla bu ilişki yeniden tesis edilebilir. Olağanüstü hallerin varlığı halinde çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde kişisel ilişki kurulması isteme hakkı diğer kişilere, özellikle çocuğun hısımlarına da tanınmıştır.
*ANNESİNİ TANIYOR: Mahkemenin talebiyle uzmanlarca düzenlenen sosyal inceleme raporunda, çocuğun gerçek annesini bildiği, annesiyle ilişki kurulmasının gelişimine katkı sağlayacağı bildirilmiştir. Çocuğun öz annesiyle kişisel ilişkisinin, yüksek yararına aykırı düşeceğine ilişkin ciddi sebep ve olgu yoktur.
Çocuğun annesini bildiğine göre, evlatlıkla ilgili kayıtların gizliliğinden de söz edilemez. Öz anne ile evlatlık verdiği çocuğu arasında uygun sürelerle kişisel ilişki tesis edilmesi gerekir."

"KIZINI YILLARCA ARADI"
Velayet davası açmadıklarını sadece annenin çocuğu görmesi için dava açtıklarını ve çocuğun annesiyle ilgili herhangi bir sıkıntı yaşamadığını belirten avukat Özdem, dava sırasında çocuk uzmanlarının düzenledikleri sosyal inceleme raporunda da çocuğun gerçek annesini bildiğini, annesiyle ilişki kurulmasının gelişimine zarar değil aksine katkı sağlayacaklarını kaydettiklerini söyledi. Özdem uzmanların verdiği rapor sonrasında bu kararı aslında mahkemenin vermesi gerektiğini vurguladı.

"YENİ AİLESİYLE MUTLU"
Küçük kızı evlatlık alan ailenin avukatı Türkay Asma ise, Yargıtay'ın kararı verirken dosyanın özüne inmediğini belirterek şunları söyledi: "Kadın çocuk daha 40 günlükken bırakmış. Eşinden boşanmak için dava açtığında mahkemede çocuğundan hiç bahsetmemiş. Çocuğu babası şimdiki ailesine vermiş. Biyolojik annesi çocuk 4 yaşındayken aileden çocuğu kaçırdı. Biz dava açtık. Çocuk kaçırma suçundan 3 yıl ceza alacağını duyunca çocuğu geri getirdi. Biz de davayı düşürdük. Dava boyunca bütün bu olanları kararlarıyla beraber mahkemeye sunduk. Biyolojik annenin güvenilir bir anne modeli oluşturmadığını söyledik. Çocuk 10 yaşında ve ailesinin yanında mutlu. Başka bir aile istemediğini söylüyor. Burada çocuğun yararı korunmalı. Çocuk bir düzen tutturdu bu unutulmamalı. Yargıtay'ın verdiği karar karşı çıktık. Buradan ne sonuç çıkar bilmiyoruz ama gerekirse AİHM'e kadar gideceğiz."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder