4 Temmuz 2013 Perşembe

EMNİYET'İN "GEZİ" ALGISI HAZIRLADIĞI FEZLEKEDE



Gezi eylemlerine katılanlara yönelik yapılan operasyonlar için Emniyet tarafından hazırlanan fezlekede avukatların, doktorların, gazetecilerin "eylemci gruplara kamuoyu desteği sağlamaya, yargı ve Ankara Emniyet Teşkilatı üzerinde psikolojik baskı oluşturmaya çalıştıkları" iddia edildi. Yapılan eylemlerin gün gün saat saat yazıldığı fezlekede, Ankara'daki maddi hasarlar ayrı bir başlık altında yazılırken ne Ethem Sarısülük ve İrfan Tuna'ın hayatını kaybetmelerine ne de gaz bombası nedeniyle yaralananlara yer verildi

MAĞDUR POLİSLER
Fezlekeye göre DHKP/C, MLKP, TİKB, TKİP, THKP/C DEVRİMCİ YOL-DEVRİMCİ GENÇLİK, DSİH, TKEP/L, THKP/C DİRENİŞ ve TKKKÖ örgütlerine üye oldukları iddia edilen eylemciler , bu örgütlerin ideolojileri doğrultusunda,  "Halkı Türkiye cumhuriyeti hükümeti aleyhine isyana teşvik etmek, Başbakanın şahsiyetinde devlet büyüklerine küfür, hakaret ve tehdit içerikli slogan atmak, yazılama yapmak,  Görevli polis memurunun linç etmek sureti ile silahını yağmalamak, işyerlerini yağmalamak, kişilerde korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda genel güvenliği kasten tehlikeye sokmak" gibi 21 ayrı suçla suçlandı. Bu suçlamalara "delil" olarak da olay anında çekilen fotoğraflar ve aralarında 23'ü polis olan 261 "mağdur" gösterildi.

HER ŞEY DEMOKRATİK BAŞLADI!
Olayların nasıl başladığı anlatılan fezlekede "2011 yılında “Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi” kararının açıklanmasının ardından; çeşitli marjinal sol gruplar, sivil toplum kuruluşları, sendikalar ve siyasi partilerin yer aldığı Taksim Dayanışma Platformu oluşturulmuş, günümüze kadar Taksim Dayanışma Platformu organizesinde söz konusu proje ile ilgili olarak hafta içi/hafta sonu sayıları 20 ile 50 arasında değişen gruplar tarafından Gezi Parkı'nda düzenli olarak basın açıklamaları yapılmıştır" denildi. Eylemlerin ilk başta demokratik bir hak arayışı olarak ifade edildiği ancak ilerleyen süreçte "marjinal gruplar terör örgütleri tarafından olaylar provoke ve istismar edildiği" belirtilen fezlekede, 31 Mayıs'tan 16 Haziran'a kadar gün gün olan eylemlere yer verildi. Bu günler arasında ise toplam 286 bin 300 kişinin eylemlere katıldığı  891 kişinin de gözaltına alındığı belirtildi.

"SÖZDE POLİS KURŞUNU"
Fezlekede, 1 Haziran'da Ethem Sarısülük'ün polis kurşunuyla başından vurulma olayından bahsedilmezken, Sarısülük'ün tedavi gördüğü hastane hayatını kaybettiği gün (12 Haziran) ailesi ve avukatlarının hastane önünde yaptığı basın açıklamasına yer verildi. Polis kurşunuyla vurulduğu bilinen Sarısülük için Emniyet şu ifadeleri kullandı:
"Sözde güvenlik güçlerinin tabancasıyla vurulduğu iddiası ile Ankara Numune Hastanesi Beyin Cerrahi Bölümü Yoğun Bakım Ünitesinde Tedavi Gören Ethem Sarısülük’ün 12.06.2013 tarihinde hayatını kaybetmesi” konusunda basına hitaben “Ölen Ethem Sarısülük'ün katili devlet” olduğundan bahisle basın açıklaması yapılmış ve basın açıklaması saat:19.45’de sona ermiştir."

KARA PROPAGANDA
Fezlekede, "Olayların gelişiminde siyasi parti, sivil toplum örgütler, medya ve terör örgütlerinin hareket tarzları" başlığı altında ise, örgütlerin ve bu yapılara ait açık alan yapılanmalarıyla eylemlere katıldıkları ve eylemleri bir kalkışma haline getirerek etkin oldukları iddia edildi. Fezlekede, Ankara'daki eylemlerin öncülüğünü İşçi Partisi ve "marjinal sol grupların" yaptığı, Ulusal Kanal üzerinden ise "kara propaganda" yapılarak "hükümete muhalif olan kitlelerin manipüle edilmesinin amaçlandığı" belirtildi.

EMNİYETTEN SKANDAL ANALİZ
Emniyet fezlekede skandal bir analize de yer verdi. Eylemlerde gözaltına alınanların savcılıkta ve mahkemede ifadeleri alındıktan sonra serbest bırakılmalarını hatırlatan Emniyet, bu durumun "eylemcilere cesaret verdiği ve katılımcı sayısında artışa sebep olduğunu" belirtti.

AVUKATLAR, DOKTORLAR, GAZETECİLER VE SANATÇILAR
Eyleme destek veren halkı "Hükümet karşıtı basın-yayın kuruluşları, gazeteciler, sivil toplum örgütleri, taraftar grupları ile sanat camiası mensupları ve marjinal gruplar tarafından eyleme katılan şahıslar kışkırtılmış" denilen fezlekede, Emniyet'e karşı yapılan suç duyurularının "yönlendirme" sonucu olduğu iddia edildi ve şöyle denildi:
"TMMOB, ÇHD, TTB, Ankara Barosu, İHD, ATO gibi hükümet muhalifi sivil toplum örgütleri; eylemci gruplara kamuoyu desteği sağlamaya, yargı ve Ankara Emniyet Teşkilatı üzerinde psikolojik baskı oluşturmaya çalışmışlar, eylemcileri Ankara’daki müdahalelerde Polis tarafından yapıldığı iddia edilen orantısız güç kullanımı ile ilgili, savcılığa bireysel olarak suç duyurusu yapılması yönünde teşvik etmişlerdir."

EMNİYET AMANPOUR'U DA FİŞLEMİŞ
Fezlekede, CNN International'ın ünlü haber sunucusu Christiane Amanpour'a da yer verildi ve "CNN, BBC, The Economist, El Cezire, Reuters gibi uluslararası basın kuruluşlarının eylemleri abartarak/çarpıtarak dünyaya servis ettikleri, Türkiye’de halk ayaklanması çıktığına dair oldukça taraflı ve yanlış haberlere yer verdikleri ve dezenformasyonda bulundukları açıktır. Buna örnek olarak CNN televizyon kanalının 90 yıllık Cumhuriyet tarihinde yapmadığı yayının çok fazlasını eylemler boyunca canlı ve taraflı olarak tüm dünyaya yaymış, Başbakanın danışmanı yayına katıldığında sözü yarıda kesilerek yayın sonlandırılmıştır" denildi.

ZELLO'YLA ÖRGÜTLENDİLER TENCEREYLE BASKI KURDULAR
Fezlekede eylemcilerin telefona yüklenen telsiz programı (Zello) ve sosyal medya üzerinden örgütlendiği belirtildi. Bazı kişilerin ve kurumların attıkları Tiwit'lere de yer verildiği fezlekede, "Bilgi kirliliği - kışkırtmalarının etkisi ile eylemci grupların bir kısmının eylemlerin artarak devam etmesi durumunda hükümetin istifa etmek zorunda kalacağına ve askerin yönetime müdahale edeceğine dair inanca sahip oldukları ve bu yönde propaganda yaptıkları müşahede edilmiştir. Ayrıca sosyal paylaşım sitelerinde eylemlere destek veren sanatçıların görüntülerinin ve mesajlarının yayımlandığı, buna karşın destek vermeyen sanatçıların ise destek vermediklerine dair mesajlar yayımlayarak sanatçılar üzerinde baskı kurdukları gözlenmiştir" denildi.
Eylemlere aktif olarak katılmayanların da, "evlerinde ışıklarını yakıp söndürdükleri, kapı kapı dolaşarak milleti protesto eylemlerine katılmaya zorladıkları, balkonda tencere, tava, kaşık gibi araçlarla ses çıkardıkları, çevrede eyleme destek vermeleri için mahalle baskısı kurdukları" iddia edildi.

NOTLAR...
Fezlekede dikkat çeken bazı ayrıntılar ise şöyle:
-ANAYASAL DÜZENİ DEĞİŞTİRMEK: Bu tür eylemlerle terör örgütlerinin hedef ve stratejileri doğrultusunda, kaos ortamı oluşturarak halk ayaklanması çıkartmak suretiyle Anayasal düzeni değiştirmeye yönelik eylemler olduğu anlaşıldı.
-ALKOLLÜ DESTEK: Alkol Düzenlemesi çerçevesinde yapılacak uygulamalara karşı olan bazı vatandaşlar da söz konusu eylemlere ellerinde alkollü içecek şişeleri ile katılarak destek vermişlerdir. Bazı şahısların özellikle Kuğulu Park ve çevresinde kullandıkları alkolün de tesiri ile çatışma ortamına girdikleri görülmüştür.
Kuğulu Park içerisine (11) adet çadır kurulduğu, saat 02.30’da grubun sayısının (2.000) kişiye düştüğü ve alkol alarak sabaha kadar beklemeye devam ettikleri gözlenmiştir.
-SAYIN BAŞBAKANIN İKAMETİ: Eylemci gruplar tarafından Ankara’da Başbakanlık Merkez Binası, TBMM, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık Resmi Konutu ve Sayın Başbakanımızın İkameti, AK Parti Genel Merkezi ile İl ve İlçe Teşkilat binalarına yönelik saldırılarda bulunulmuş ve maddi zarar verilmiştir.
-ODTÜ YÖNETİMİ DE FİŞLENDİ: ODTÜ'de yurtta kalan öğrenciler yürüyüşe geçmişlerdir. ODTÜ yönetimi ve özel güvenlik çalışanları tarafından öğrencilere müdahale edilmediği gibi güvenlik güçlerine de haber verilmemiştir.
-ATEŞ YAKMAK SURETİYLE HALAY: Batıkent'te yaklaşık 800 kişilik grubun Batıkent Metrosu önünde ateş yakmak suretiyle halay çektikleri gözlenmiştir.
-HABERİNİZ OLSUN DER GİBİ: Gün içerisinde Emniyet Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulundan 1.Sınıf Emniyet Müdürü İbrahim Demirboğan, Ankara Adliye Sarayı’na gelerek Ankara’da meydana gelen olaylarda CHP Ankara Milletvekili Levent GÖK’ün Polise küfür etmesinden dolayı suç duyurusunda bulunmuştur.
(Çınar ÖZER)

**Fotoğraflar fezlekede yer alan yüzlerce fotoğraftan sadece 3'üdür. İlk fotoğrafta "1. gün"deki kişinin yüzü tamamen açık olduğu için koymadım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder